Kalem, güzel kalem

Pazar, Kasım 06, 2005

Anıların acımsı tatlı tadı

Evime döndüm bayram tatili için.
Güzel oldu, hem de çok güzel. Ailemi gördüm, Beril'leri gördüm dersane tayfasından, lise tayfasıyla buluştuk, kuzenlerle görüştük...
Çok güzeldi. Çok mutluyum.

Anılar canlandı, konuştuk hep şöyle olmuştu değil mi?, yaa evet dedik, gülüştük.
Ama en azından benim açımda, gülüşlerin hepsi için içine, acı gülüşlerdi. Yüzüm gülerken iç kanama geçiriyordum. İçim kan ağlıyordu.

Nasıl geçiyor zaman, ne kadar garip değil mi? Ben istiyorum lise günlerini tekrardan. Anılar eğer birer canlı varlıksa, eminim imp gibi birşeydir hepsi. Karşınıza geçip dalga geçerler sizinle.
Kötü anılar doğrudan tokadı geçirir yüzünüze, aptallıklarınızı, hatalarınızı acımadan bilinçaltı gerçekliğine verirler. İyi anılarsa hoş bir tad bırakırlar, mutlu ederler, yüzünüzü güldürürler.

Ancak göründüğünün tersine, kötü anılar iyi niyetlidirler. Anımsamanız bittiği an, o anı tekrar yaşamadığınız için sevinirsiniz, rahatlarsınız. Yaşamakta olduğunuz zamanın tadını çıkarırsınız.
Ve iyi anılar yok mu iyi anılar... Onlar anımsama sırasında mutlu ederken, bittiği an karşınıza geçer ve kahkahalar atarlar. Gitmiştir o anlar artık, yitmiş, bitmiştir. O güzel dakikaları yaşamamaktasınızdır. Daha kötüsünü yaşıyorsanız iyice bunalırsınız. Daha iyisini yaşıyorsanız, bu anların da her geçen an, birer anıya dönüştüğünü farkedersiniz, eliniz kolunuz bağlı.


Stephen King'in on ikiye * kala * geçe gibi bir serisi vardı, cahilliğimi bağışlayın. Onların birinde geçmiş sürekli yaratıklar tarafından "yeniliyordu". Bunun gibi birşey işte, zaman implere dönüşüp duruyor...

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home