Kalem, güzel kalem

Pazar, Kasım 06, 2005

Savaş

Pentagram dinliyordum, for those who died alone.
Kurtuluş Savaşını düşündüm. Farketmez. 1. Dünya Savaşı da olur, 2 de olur.

Yok, aman savaş ne kötüdür, aman iki yağlı göbeğin işi için milyonlarca insan ölüyor gibi şeyler demeyeceğim.

Savaş psikolojisini çözümlemeye de çalışmayacağım, ne ben anlayabilirim gerçekten, ne de hiç bir psikolog. Teorik çözümlemelerle olmaz bu iş.

Savaşta ölmek isteyen var mı? Fazla değildir. Yani söyleyenlerin sayısı çıkar az çok ama genelde samimi olmaz. Ben? Yo, hayır teşekkürler. Ne savaş görmek isterim, ne de savaşta ölmek.

Yine de, ülkesi için ölen insanlar.
Lütfen şimdi başlamayın yok politika yok siyaset. Buradan konuşmak kolay. O insanlar birşeylere inandılar, bir yalan olması birşey değiştirmez; ki neyin yalan neyin gerçek olduğunu belirleme de hiç kimseye düşmez.

Onlar inandılar ve bu inanç uğruna savaştılar. Çarpıştılar.
Öldürdüler...

... ve öldüler.

Bizse konuşalım değil mi?
-Savaş kötü!
-Savaş iyi!
-Ülkem için ölürüm!
-Ülküm için ölürüm!
-Şehitler cennetliktir!
-Savaş çıkartan sopalıktır!
-Hepsi yalan!
-Tek gerçek bu!

Her kafadan bir ses.
Yeter be. Ne kadar kolay eleştirmek. Ne kadar kolay kıçını yayıp konuşmak.

Savaşta ölenler için, ister Kurtuluş Savaşı olsun, ister 2. Dünya savaşı; ister saldırgan olsun, ister vatanı için hamilik yapanlar...

...sessizce eğiliyorum önünüzde, ve saygıyla. Savaşın sonunu gerçekten siz gördünüz, affedin saygısızlığımızı, cehaletimizi..

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home