Kalem, güzel kalem

Cumartesi, Aralık 26, 2009

Avatar

Bloga yeni yazı!!!1111!!11

Ehem. Ya avatar güzeldi de sanki büyük isim yapıp biraz da o isimle kendini beğendirmiş sanki. Ne bileyim böyle acayip teknolojiler geliştirdik aslında tam yüz on beş yıldır bu anı bekliyoduk falan diyolar da ben şahsen öyle dudak uçuklatan bişey de göremedim. Blizzard'ın ya da benzeri iyi bir firmanın videolarından bi kaç adım ötede gibi sadece. Öte yandan duyduğuma göre sinemadaki bi kaç 3D teknolojisinden çakma olanla izlemişim yani kaçırdığım şeyler olabilir ama nereye kadar kaçmış olabilir diye sormaktan da alamıyorum kendimi.
Sonra mesela senaryonun işlenişine gelelim. İzlemeyenler dikkat! Spoiler vericem. Gerçi senaryo işlenişiyle ilgili söyleyeceğim ilk şeyden sonra belki çok da anlamlı değil. Yahu çok rahat okunuyor film. Yani derinlik sıfır olmuş. Mesela kız çocuğu izleyip olmadık bi şekilde yardım edince, diyosun ki aha bunlar aşık olacak. Ya da işte mesela kızla eğitim sırasında genelde geyik ve aksiyon şeyler gösterirken sadece tek bir adam gibi konuşma sahnesi var ve orda da işte neymiş makato tokato, adını unuttum last shadow muhabbeti, buna binen tek kişi olmuştu hayvan gibi bi herifti doğrusu diye bi muhabbet geçiyo ve diyosun ki aha tamam bu da binicek ona. Ya da işte aha aralarına sızdı ama sonra kıza aşık olacak, onların yollarını öğrenicek taraf değiştiricek falan filan. Yani ne kadar klişe varsa toplamışlar. Bi de şu sergeant tipli amcanın (harbi sarge mıydı o?) ikinci kez gelip hacı rapor vermiyosun ayıp ediyosun beni kaybediyosun demesinden sonra film sürekli şey modunda. oha herşey ne güzel! oha asktr herşey bok gibi oldu! oha herkes mutlu sonlu filmmiş bu! oha herkes ölcekmiş heralde! oha güzel! oha bok! ot! bok! sürekli böyle bir zigzag var. Yani tamam bunu bi kere yap iki yap hadi üç yap ama yüzkırkbeş kere yapınca da gerçekten tadı kaçıyor.
Bi de şeye takıldım. abi bunlar uzaylı muzaylı, farklı bi dünyada farklı bi metabolizma ve farklı bi anlayışla yaşıyolar ama yine de insanlardaki kabile anlayışı var. işte world tree muhabbeti zaten dünya mitolojisinden doğrudan alınma falan. hani o network fena fikir değilmiş ama madem öyle network var niye mesela kabilelere gittiler haber vermek için makto tokatoyu? bi de her bi halta saçlarını takıyolar ama bildiğin düz öpüşüp sevişiyolar. yani hiç uzaylı gibi değiller. kendilerine has birşeyler yapılmış ama kendi içinde tutarlı ve genel olarak yerleşmiş şeyler olmamış. o noktada da biraz hayal kırıklığına uğradım.

ama buna rağmen seyri güzeldi, hoşuma gitti. sadece öyle daha çıkmadan abartıldığı kadar müthiş süpersonik VUHAHAEUHDFKSJH bi film değilmiş zannımca.

Etiketler: , , ,

Cumartesi, Eylül 06, 2008

Şaka lan şaka, ne kapiycam!

Bakkala kadar gittiydim, geldim.
Ara ara yaza yaza yine yine.
Mesela bence Avea'nın.. yok.. vodafon muydu, ne haltsa işte, kampanya reklamı çok başarılı. Genç elemanlar gelip şu klişe "bıdınız gıdı olsun, düttürü bittiri olsun, bayramınız kutlu olsuuun:D:D:" şeklindeki SMSleri söyleyip gidiyolar falan. Sevdim ben.

Bi ara Ankara falan yazıcam. Yapıcam bunu.

Etiketler:

Pazar, Şubat 10, 2008

Kapattım.

Evet kapattım. Bana ulaşmak isteyenler e-mail, msn veya telefon yolunu kullanabilirler.

Belki rüzgârlar esti geçti ama, dün duyduğum bişeyleri yazmak istedim. Şebnem Ferah'in bi şarkısından:

"
Bir kahve içseydik sarilarak ayrilsaydik
Daha iyi olmaz miydi?
Kaldigin bir otelden ayrilir gibi gitmeseydin
Daha iyi olmaz miydi?
Sözü hic uzatmadan dogrulari söyleseydik
Daha kolay olmaz miydi?

Ayrilmak yeterince zor
Bunu zaten biliyordun
..
"

Cuma, Ekim 05, 2007

Başörtüsü hakkında..

Facebookta bir grupta başlatılmış bir konu gördüm. Uzun uzun buraya aktarmak zor geldi, bakın işte:p
İlk mesaj birisinin, altta da cevabım (ve düşüncelerim) var:


============

Bana kimsenin yarin obur gun Avrupa'ya veya baska bir bati ulkesine gittigimde
senin annen basini ortuyor mu diye sordurtmaya hakki yoktur.Bu grubu takip eden herkese derim ki; basinda turban gordugumuz kisilere otobuste yer bile vermeyin.Otobuste sizle ayni kapidan inerlerse,kapinizi degistirin.Size bir sey sorarlarsa cevap vermeyin ya da ters bir sekilde bilmiyorum deyip kafanizi cevirin.
Sizinle surekli din muhabbeti yapmaya yeltenenlerden uzak durun.Bu ulkede bizi dinimizden bile soguttular arkadaslar.Ilk defa Ramazan ayina karsi bile bir antipatim olustu.Size surekli Hz.Muhammed'den bahsedenlere Ataturk deyin ;bakalim ayni sekilde kendilerinden gececekler mi???Ama nefretinizi en cok su Batili hayati yasayip bunlari basimiza getiren sarlatanlara kusun.
Haaa,bir de su entel gecinen, pembe hayaller kuran,ordu dusmani sahtekar demokratlara deyin ki "Ordumun basimin uzerinde yeri vardir.Kanimi ,canimi,namusumu koruyan benim canim ordum gerekirse birilerinin basina darbe indirir ve ben de onlarin onunde saygiyla egilirim."
Arkadaslar milleti orduya dusman ettiler.
Uzun lafin kisasi duygusal olmayin.Bunlara karsi duygusal ola ola geldik bu noktaya.Bunlari dislayin;ileri giderlerse onlara oyle bir bakis atin ki Mustafa Kemal'in gozleri gibi cakmak cakmak parildasin tum ihtisamiyla.VE YUZLERINE BIR TOKAT GIBI CARPSIN,HEM DE ALLAH'IN TOKADI,SADECE KENDILERININ SANDIKLARI ALLAH'IN TOKADI!!!!!!!!!

============================================

Reply to Cheremo

Bu davranışlar sadece daha fazla tepkiyi çekip, sorunu büyütecektir. Bugün AKP bu kadar oy alıyorsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi, muhalefetin (sadece siyasal muhalefetten bahsetmiyorum) çok katı tepkilerle yaklaşması ve mantıksız davranışlara kadar işi götürmesidir (sadece türban konusundan da bahsetmiyorum).
Gruba görüş bildirmek için katıldım, AKP'nin yönetimde olmasından memnun muyum? Hayır, hem de hiç.
Ancak Hz. Muhammed yerine Atatürk diyin demenin çok anlamsız olduğunu düşünüyorum. Zira karşı tarafın.. "putlaştırdığı" dini bir figür yerine, başka bir put koymak hiç birşeyi değiştirmez. Ben her yerde Atatürk denmesinden de sıkılıyorum (zira %90 boş boş, anlamsız ve/veya bir hatayı örtmek için kullanılıyor).

Önemli olan, iki ismi de, YERİ GELDİĞİNDE; kullanmaktır. Din insanın kendisinde biter (ya da inanıyorsa kendisi ve inandığı tanrı(lar) arasındadır). Dolayısıyla eğer bir insanın inancı türban/eşarp/çarşaf takmayı gerektiriyorsa (Eğer o insan buna inanıyorsa) o zaman bu kendi bileceği iştir. Benzer şekilde, eğer bir insan 5 vakit namaz kılmıyorsa, bu da kendi bileceği bir iştir. Kanımca bir insana "sen niye başını örttün? aç onu!" demekle "Sen niye başını açık tutuyorsun? Kapayacaksın!" demek arasında hiç bir fark yok.
Empati kurmak lazım.

Bugün AKP'ye oy veren, ya da genel olarak bu tarz yobaz düşünceyi destekleyen insanlarla, bu insanları bu oyunlara getirenler bir değil. Bir kısım küçük grup çoban görevi üstlenip insanları güdüyor, ancak herkes çoban değil. Dolayısıyla siz çobanlara olan öfkenizi koyunlardan (inanan kişi koyundur demek istemiyorum, sadece inancı yüzünden bu "çobanların" sözünü kabul etmeyi bir gereklilik kabul eden, içinde iyi niyetli olan insanlardan bahsediyorum) çıkarmaya çalışırsanız bir yere varamazsınız. Zira "koyun"lar, güdüldüklerinin farkında değiller. Dolayısıyla onlara iyi niyet ve anlayış gösterip gelin bu yoldan gidin diyenlere karşı siz "O YOLA GIRENLERE BI ÇAKARIM TOKADI" derseniz, hiç bir sorun çözülmez.

Şunu anlamak lazım. Başörtüsü sadece "şeriat kuralı" değildir. Bu artık bu toprağın kültürünün bir parçasıdır. Dolayısıyla baş örtüsüne hayır demeniz, sadece siyasi sorun yaratmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel bir çatışma ve bölünmeye de sebep olur: Gelenekçi başı kapalılar'a karşı başı açık modernler (modern lafını sözün gelimi kullandım, modernliğin tanımı bu kadar basit ve kısıtlı mutlaka değil).

Türban/Eşarp/Başörtüsü gibi bir de kelime karmaşası var. Ancak genel olarak "siyasi başörtüsüne hayır" demek yerine "baş örtmeye hayır" dendiğinden bu kelimelerin pek ayrıldığını söyleyemeyiz.

Sorunlar şiddetle değil, anlayış ve empatiyle çözülür. Yapılacak şey, başı örtülü insana tip tip bakmak değil, o insanla iletişime geçip; başı kapalı insanların dinsiz imansız sayko kilır olmak zorunda olmadığını göstermek ANCAK kapalı olmak istiyorlarsa buna saygı duymak (ve onların da sizin açık başınıza karşı saygılarını kazanmak); nefret gösterip zıtlaşmak yerine sevgi gösterip kucaklamaktır.


Diye düşünüyorum.

Çarşamba, Ekim 03, 2007

Suratkitabı

yine kayboldu falan diceksiniz şimdi biliyorum da, facebook denen siteyi keşfettim (sağol dilara) ona falan bakıyorum paso. Tavsiye ediyorum, böyle tee eskilerden insanlar bulmak mümkün oluyor, çok hoş.
Sonra ne bileyim, gruplar var, eğlenceli hoş yani. Yonja gibi bişi sanmıştım da, değilmiş (affet dilara).

Neyse, bu arada fallout oyunu açıyorum, çok hızlı davranırsanız belki bir kişi daha alabilirim.

Bu arada oyun yapmak isteyip tasarım konusunda birini ararsanız bana gelin.
From my oda wit lav anacım.


Bu arada Baldur's Gate ftw.