Kalem, güzel kalem

Cumartesi, Eylül 22, 2007

Saç olayı

Malum saçlarım oldükça uzadı. Saç uzunluğu ve gürlüğü arttıkça dökülme oranı da artıyomuş da bu aralar iyice dökülmeye başladı, bayadır kırıkları falan aldırmadım, ondan olabilir mi?
Kızlar ve uzun saçlı erkekler! Hoba! Bişeyler söylesenize bana, saç bakımını falan anlatın. Yapın bunu.

Perşembe, Eylül 20, 2007

Şunu da yapsam bunu da yapsam

Mode:On

Şimdi bakalım..
1984? Okundu (Pixel'e 2803791471289172389717^3248109184 kere teşekkür ediyoruz burada)
Otostopçunun galaksi rehberi? Başlıyorum.
Amelie? İzledim.
Stanley Kubrick? Başladım. Clockwork orange'ı izledim, Full Metal Jacket bu haftasonu, yakında Dr. Strangelove.

Şimdii.. Uzun bi liste yapmalı.
O yüzden yazınız. Şu kitabı oku, şudur budur; bu müziği dinle, bu filmi izle. Şudur budur, şöyledir, bu yüzden manyaktır, acccayiptir. Hatta şu oyunu oyna. Vs.
Bekliyorum. İster buradan ister themaelstorm@gmail.com şeklinde e-mail ile, varsa MSNimden. Hiç durmayın. Hadihadihadi!!111

Çarşamba, Eylül 19, 2007

Hatıralar..

Dün babamla Edremit'ten, Akçay'dan geçtik.. Babam Edremit'i seviyor musun diye sordu.. Hayır dedim, tereddüt etmeden. Sevmiyorum çünkü. Görgüsüz, ruhsuz insanlarla doluydu, bir de maganda cenneti oldu, tam oldu. Öte yandan, Edremit'i her ne kadar sevmesem de, içimde birşeyler oynadı arabanın içinden etrafa bakarken.

Zira Edremit'te, Akçay'da; hayatımın büyük, BÜYÜK bir kısmı geçmişti. Geçti. Hâla da uzak değilim, bir ayağım başta aile, sonra da arkadaşlar (ya da onların aileleri olduğu için) körfezde. Çelişkili bir durum aslında ama ister istemez düşünmeye başladım, hayatım gözlerimin önünden geçti. Acaba ne yapıyorlar diye düşündüm.. Akşam da yıllardır aynı yerde yaşayıp/bulunup, biraz şans eseri 2. öss maceramda tanışabildiğim iki arkadaşımlaydım. Birisinin sınıf arkadaşı, benimle aynı lisedeymiş. Onu hatırlamaya çalıştım tanıyor muyum diye.. Akşam iyice anılarla doldum. Ne çok insanla tanıştım diye düşündüm..

Bazen düşünürüm, bazı insanları. Mesela.. du bakiym. Neydi kızın adı.. Sinem.. Böyle utana sıkıla tanışmıştım "Gençlik Yaz Kampı"nda. Ben çok utangaçtım o zamanlar, 3 kızın otururken birine gidip konuşmak acayip bi cesaret şeysi olmuştu. Hayır bugün yapabilir miyim bilmiyorum (hala utangacım onu farkettim böyle durumlarda). Benden bi yaş küçüktü falan, öyle çok iyi anlaşmıştık, iyi arkadaş olmuştuk. 15 gün sonunda ayrılırken böyle herkesi gidiyo görünce duygulanıyo insan, herkes ağlıyo falan, annemler geldi, arkadan seslenmişti, ağladığımdan utanıp arkamı dönmemiştim, ne telefon, ne adres bişey almadım. Acaba ne yapıyor şu an? Bi gün görür müyüm diye hep düşündüm, hele bi de izmiri kazanınca falan, eheh. Tabi olmadı. Ama hâla ümidim var. Umarım iyidir.

Sonraki sene yine gitmiştim kampa (orta 1 yazı, şu anki sisteme göre 7. sınıf yaşındayım işte) orada Tuğçe vardı mesela. O dönemin geneliyle acayip iyi muhabbet ortamı kurmuştuk zaten. Sonra bi eleman vardı böyle heyecanlı heyecanlı mortal kombat anılarını falan anlatırdı. Napıyo acaba? Bi de gösteriş meraklısı bi tip vardı. Onu görmesem de olur, hiç sevmemiştim. Bi tip vardı mesela kafayı "milli olmaya" takmıştı. Acaba olmuş mudur? Ahah.

Özgü vardı mesela, bi ara mircde falan konuşuyoduk anime kanalında, böyle beraber site falan açmayı düşünüyoduk, sonra koptuk. Bi kaç yıl sonra öğrendim ki İTÜ mimarlığa girmiş. MSNleştik falan güzel oldu. Çok severim kendisini. *el sallar*

Kerem vardı lan. Keremden haberi olan var mı? [BtG]Brooklyn. Telefonu falan varsa bana verin lütfen (burdan yazmayın tabi:P). Bak aklıma geldi. Tıp kazanmıştı en son sonra naptı bilmiyorum. Yazın görüşüyoduk Akçay'da falan.

İlkokul arkadaşlarım.. Acaba neredeler? Mesela Hüseyin. Mesela Mahmut. Bazılarını arada görüyorum ya da haberini alıyorum. Bi arkadaşımla konuşurken Melek'le aynı yerde çalıştıklarını öğrendim mesela. Onat'la zaten denk geldik (olm yeter lan 13 yıl aynı okulda oku, bi de yanyana bölümler. iyi oldu taşındığınız:P). Duygu diye bi kız vardı mesela. Burcu vardı. Oğuzhan vardı. Işık vardı. Arada görüp duyuyorum ama ne yapıyolar ki? O zamanlar onları hep görecekmişim gibi geliyordu..

Ortaokul ve Lise sonra. Emre Börü, Emre İnan.. nerdesiniz olm? Tamer vardı. Sarışın bi kız vardı, babası yargıçtı sanırım (detaya bak aklımda kalan, en yakın 10 arkadaşımın baba mesleğini sorun hepsini bilemem), hediye çekilişi yapardık yıllık baloda, ben ona, o bana çıkmıştı eheh. Tuğba vardı, Erhan hoca top atarken kafasına çarpmıştı gözlüğü falan düşmüştü galiba ehaeh. Sonra üst sınıflardan Cevza vardı. Rahmi vardı. Napıyolar acaba? Gökçe nerde kimbilir? Level'dan çıkan bi haritayı dörde bölmüştük. Orta 3tü heralde, önlü arkalı oturuyoduk, ne eğlenceli zamanlardı ya. Yanlış kopya vakaları falan yaşamıştık ehah. Kimbilir cavit hoca ne yapıyor?

Tiyatro tayfasından da haberim var az çok, en azından arada haberleşiyoruz. Şu tiyatroyla başlarım, TV'ye çıkar ünlü olurum diye düşünen eleman napıyo acaba. Heheh.

İstanbul'dakilerden az çok haberim var zaten, ya msnden ya ortak arkadaşlardan falan. Mesela frp klübünde turuncu hastası bi hatun vardı.. Neydi adı? İlk frp seansında rogue'umu heavy mighty longbowla göğsümden vurup 2 seanslık komaya sokmuştu hehe. Bi de turuncu zar bırakmıştı lanetli.
Ultima Online'dan tanıdığım tipler ne yapıyo acaba? 3 arkadaş ev almıştık, o ara kanka kanka diye eğleniyoduk.. Sonra kız vardı, her sabah msnden konuşurduk oyunu bıraktıktan sonra bile ne yapıyo acaba? Nebula hala var mı bu arada? Ya Noldor loncası?
Bi de RO tayfası vardı. Onlardan haberliyim gerçi. Hoş, görüşmek isterim, özledim onları da. RO oyuncuları falan ne yapıyolar acaba? Bana gel beraber maç izleyelim demişti biri. Bİ tip vardı ya neydi adı freestyler mıydı? Sürekli GM kanalına maelstorm orda mı, abi nasılsın iyi misin falan yazardı. O da gel boks maçı var mı ne demişti ahah. Sonra bizimkilere küfredip, ben yerinizi IP ile tespit ettik kanuni işlem başlatıcaz diyince tırsan bi tip vardı eahaha.

İkinci dersane döneminden de az çok haberim var. Onları toplamak lazım ya. Ve şimdi Egeliler. Naber lan? hehe. Onlar okuyolardır da diğerleri sanmıyorum.

Hayat geçiyo ya. İnsanlar geçiyo. Çok acayip. Hatta bazen öyle bi geçiyolar ki.. Mesela bi süre önce, bi senelik sürede sevgili anneannemi ve sevgili dayımı kaybettik. Bir de lise arkadaşım Zühre'yi :(.. Nur içinde yatsınlar demekten başka birşey gelmiyor elden.




Bi site yapmak lazım, insanlar birbirlerini bulsunlar. Keşke olsa. Yapmalı ya. Evet evet.

Perşembe, Eylül 13, 2007

Nerdesin oolum sen ya kayboldun gittin????!!!11onbir!!1

NeoRageX ve Mame32 yükledim (neogeo ve mame emulatörleri). Ne güzel. Mutluyum. Sapsiroyla mortalkombatbiri bitirdim. king of 96,98 ve 2002 çektim. Ama daha düzgün oynamadım. Super Sidekicks falan. Neobomberman. Final Fight. O ne be, hagar işte.
Güzel şeyler bunlar ya. Bunlar olmasa ben ben olmazdım ki. Biz final fightları, mortalkombatları gördük de karakterler yarattık, hikayeler yazdık, oyunlar oynadık. O zaman ne ister de okuyamazdım anlamazdım ingilizce yazıları. Şimdi açıyorum abicim mortal kombatı, keyif yapıyorum. Ellemiyorum, kendi kendine dövüşüyoo, yazılar çıkıyo.. Bişey mi bulamadım? wikipedia. Sıkılınca uncyclopedia. Ne güzel dünya. Oooh. Bizim zamanımızda böyle miydi yahu.

Bu arada Street Fighter Later Years'ı izleyin. Is That Rasputin? espirisini buraya yorum olarak açıklayın, bakalım aynı mı anlamışız (kardeşimle emin olamadık da).
Sonra Street Fighter 3 diye aratın, turnuva final maçı var, sonunu koymuşlar yutübe, izleyin. Ken vs Chunli. Bu arada o versiyonda blok diye bi olay var, korumanın aksine vuruşlardan hiç gücünüz gitmiyo (korumadaysanız biraz gider, haliyle az gücü olan birine süper çekersen korunsa da ölebilir) ancak bunu yapmak için saldırı size tam vuracakken ileri basmanız gerekiyo. Tabi kombo/özel saldırıysa bu her vuruş için yapmanız gerektiği anlamına geliyor. Bunu aklınızda tutarak izleyin SF3ü.

Sürekli soranlar için, kediyle ayrıldık evet. Bir ara aşağıma açılan dominos pizzayı bombalamak geldi içimden ama farkettim ki bu er ya da geç olacaktı. Neyse, gerginlik şöyle ya da böyle haliyle olmuş olsa da öyle kötü bi şekilde ayrılmadık. Yannız elinde zopalı kediler eve daldılar bacımız falan diyopwekkkk*çotank*küt*.
Şaka lan şaka, yemişim zopayı daaa, dalanı daa..

Uykusuz, çıktı. Yeni bir karikatür/mizah dergisi. Ben beğendim fena değil. Kapağından yazarları sayayım. Oky, Yiğit Özgür, Uğur Gürsoy, Ender Yıldızhan, Ersin Karabulut, Yılmaz Aslantürk, Umut Sarıkaya, Yavuz Öztürk, Barış Uygur, Deniz Ensari, Fırat Budacı, Engin Günaydın, Vedat Özdemiroğlu ve Memo Tembelçizer. Gayet iyi kadro gördüğünüz üzere. Zamanla daha iyi olur kanımca. Penguen de tatsız kalacak gibi gelmişti ama öyle olmadı. Hepsine başarılar dilerim.
Dif ve Sbtden geçmişim hehe.
Bi ara arkadaştaydım, telefonlar falan şarj marj bişeyler ulaşılmaz kaldım, o arada herkesin izmire geleceği tutmuş. Döverim lan sizi. Üzüldüm.


Sınavlardan sonra bi hafta arkadaşta kaldım, bu sürede bolca wow oynadım. Aynı odada oynamak eğlenceli. Yannız bana yeni bilg lazım. Bu laptop çok ısınıyor ve konfigürasyon da yetersiz kalıyor. Sanırsam kışa doğru bi tane alma durumları olaplüpelğp. Neyse o kontörsüz şarjsız dönem komünikasyon sorunu yaşadığım herkesten özür dilerim. Bana arada para yollayın da kontör alırım. Telefon demişken, mesaj ya da cevapsız çağrıları ekranda göremiyorum, mönülere girip bakmam gerekiyor, öyle bi hatası var telefonun.

Ne çene ne çene. Ben bi yüzümü yıkiym, uyuyamam nasılsa artık. Oyun oynim bari yahu. San andreeeass falan. FELAN.



Ha bu arada level forumlarını da bırakıcam sanırım. Zaten yönetimin genel mantığıyla (en azından konu yönetim olduğunda) uyuşamıyordum açıkçası, "görevimi" "düzgün" yerine getiremiyordum. E kullanıcı olarak da çok şey veren bir yer değil. WoW ve Stratejist'ten starcraft'a bakıyodum, onlara da blizz forumlarına girerim. Arkadaşlarımla zaten konuşma metodlarım var. Güvercin olsun, duman olsun. Çooööğk seaaaaağğğlloğğğn.
Bit.Bıt.Bit.Bıt. End of line.

Ekşınlı bir rüya. Taze taze.

Acayip bi rüya gördüm kalktım yazmak için hala gözlerim çapakçapak ayıptır söylemesi (ayıp olduğu kadar iğrenç ama kafam basmıyo şu an)

Şimdi öncesi vardı bu rüyanın bi okul var lisemsi, ben de orada öğrenciymişim. Yalnız çok modern falan şekil bina böyle. Neyse buraya saylonlar geliyo ve teker teker insanları öldürüp hocaların yerini alıyolar. Kaldığımız son bölümde müdürü de ele geçirmişlerdi.
Bu bölümün başında müdürü bi tarafa asılmış gösteriyo öldürmüşler gibisindne, her yer kan (resident evil movie tadında bi ortam). Sonra birden tepedeki havalandırmadan bıyıklı bi amca fırlıyo. Hizmetliymiş o. Bildiin bıyıklı türk amca ama. GÖbekli böyle. Ama ekşın bi şekilde yukarda boru gibi bi şeyden atlıyo. Atlayış tom kruuyz mişın impasibıl ya ada ne bileyim bir cek bauyır 24 ama atlayan amca bıyıklı ahmet abi. Neyse bakıyo müdüre asılmış yan odaya doğru gidiyo. biz bu arada iki odayı da gören bi kameradan izliyoruz. Tiyatroda gibi düşünün, ortada duvar var, bölmüş biz o taraftan izliyoruz. Amca gidiyo yanda bi çocuk var tipi kardeşim ama öyle bi çocukmuş. Müdürün "cesedi" hareket ediyo, ellerini kurtarıyo, kendini serbest bırakıp gidiyo odadan dışarı. Ama hareketlerinde zorlandığını görüyoruz. Rüyamda bunun sebebini yeni vücuda alışamamak olarak yorumluyorum. Neyse sonra bakıyoruz başka bi odadan geliyo, belli ki kandıracak, müdürün bakışlarını taklit ediyor, yüzüne kan sürüyor gerçekçi olsun diye (bu arada saylon no. 6 ve başka saylonlar var etrafta amca giderken. artık onların mekanı olmuş heralde. bi tane de cıbıl hatun vardı o da heralde bilinçaltımdan bonus olarak konmuş). Neyse sonra bitiyo orada sahne.

Bu arada kendi aralarında konuşmalarını görüyoruz, müdür yardımcısı kadını da ele geçirmişler şöyle yaparız böyle yaparız falan diyolar ama hatırlamıyorum ne diyolar.

Öğrencilere dönüyor sahne. Ben varım bi de bi kız var. Bu kız cikolatalikedi miydi eskiden diye düşündüm şu an ama değildi heralde Neyse işte jenerik hatun. Biz bunla konuşuyoruz naparız diye. Ben diyorum bak kesin müdürle müdür yardımcısını ele geçirdiler, eminim falan diye (ben görüyorum bunları koridorda gizlice, böyle bacağını abartı kaldırıyo, yok düşüyo falan.. bi de bahçe sahnesi vardı hatırlayamadım. bu müdür yrd. kadın çok uyuzmuş, nispeten iyi davranıyodu öğrencilere ordan da çakıyodum). Pek bi benciliz bi bakıma ama başkalarıyla çok konuşsak bu sefer anlarlar, birbirmizle bile korkarak konuşuyoruz. Neyse sonra hadi yürüyelim diye bahçeye çıkıyoruz ama burası büyük bi bina bahçe falan binanın içinde kapalı yani. Kızla önden yürüyoruz arkada klasik ortaokul lise tayfası oOOoOOoOo falan yapıyolar (bu arada tiplerden biri harry potter filmindeki yakın arkadaşı elemandı). Diyorum ki beraber kaçsak bence bişi yapamazlar insanlar var etrafta belli etmek istemiyolar kendilerini. O bişi demiyo ama o sırada otobüse binen insanların görüntüsü geliyo, biz bunu görüyomuşuz heralde. Cüneyt Arkın'ın korsan filmleri gibi öyle alakasız bi görüntü araklamışım rüyama. Tüü. TRT haberlerinden falan. Neyse işte. Biz aynı anda aynı şeyi düşünerek koşmaya başlıyoruz ve binadan çıkıyoruz cidden (bu arada Sprint atıyoruz efekti falan çıkıyo. Sprint, WoW'da rogue'ların bir özelliği bi süre çok hızlı koşuyolar).

Binadan çıktıktan sonra otobüs durağı gibi bi yere geliyoruz ve ortam hızlıca kararıyo. Bakıyoruz napalım diye. Ben koşarken şu an düşünüp random karar vermek lazım diyorum ve taksi! diyorum. Bu arada biz bu mekana girerken saylonların sesi geliyo böyle bi yerlerden yankılı. Obivan kenobi tadında. Yannız bu şimdi rüyamdaki "dizi" seyirciye saylonların uyandığını anlatmak mı istiyo yoksa saylonlar zihnime mi giriyo bilmiyorum. Ama rüyamda duyuyorum çünkü zihnimizi okuyup tahmin edebilirler, beklenmedik şeyler yapmalıyız diye düşünüyorum. Neyse biz taksi arıyoruz ama hiçbiri uygun değil hep dolu. Böyle alakasız tipler, bu arada aranırken saylon sesi geliyor taksii diye yankılı yine. Neyse diğer kız sonra (yoksa diğer kız da heri potırda ki miydi tip olarak?) bi otobüs görüp atlıyo bu ne ki dicem demiyorum, bunu beklemezler diye düşünüyorum. Bahçeşehir otogara gidiyormuş neresiyse artık orası. Kız para veriyo, ben kart basıyorum. Sıkışık bi otobüs. Bi ilan var, otobüs ücreti pahalı geliyorsa şikayet edin diye. Bizim millet uğraşmaz ki diyorum. Uyanıyorum.


Hmm. Aslında bunlar saylondan ziyade doppleganger gibiymiş. Galiba böyle bi film vardı di mi? Uzaylı hocalar falan. İzlemedim ben onu. Yannız kaçak kız+erkek, konuşma korkusu falan, dün bitirdiğim 1984'ten etkilenerek çıkmış kanımca. Bahçeşehir otogar ne ya koptum bak şimdi. Bi de başta hizmetlinin gelişi süperdi eheh. Neyse. Sabahın bi körü kalktım yahu. Ama çok heyecanlıydı. Hele o kaçış. Detayını hatırlamıyorum da koş koş bi hâl olduk. Hayır yakalansak game over anacım. Neyse ki sprint bastık..

Benim puanım 8/10 bu ekşın dolu rüyaya. Kurguda bazı delikler var, biraz daha fazla efekt olabilirdi. Atmosfer mükemmel, oyunculuk da oldukça iyiydi.

Yakın zamanda daha çok, daha güzel, bol ekşınlı rüyalarda görüşmek dileğiyle..



Bu arada Diferansiyel Denklemler'i CC, Sayısal Bilgisayar Tasarımı'nı BC ile geçmişim çok rahatladım. Okulson çiftartırahat.

Etiketler: , , ,

Salı, Eylül 11, 2007

Inkaaaamiiiiiiinnngghh!!11 (dawn of war introsu gibi bi ses bu)

Geliyorum buralara yakında. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Kalbimdeki japonun (yapıştırıcı gibi. glue gibin.) kurumasını bekliyorum, izmire dönünce sıcaktan kurur heralde. Bi ara durumdan yararlanıp emo mu olsam diye düşündüm ama yapamadım :/ Neyse şaka bi yana sınavlar girdi, biraz arkadaşta wow mow kafa dağıttım, şimdi evdeyim (maalesef tüm arkadaşlarım bi yerlere gitmiş, yine yalnız kaldım) haftaya geliyorum. Yesolrayt.

Etiketler: , ,