Dresden Dolls'un Coin Operated Boy'undan çaldığım bu güzel kelimelerin başlığını üstlendiği bu yazıda, yakın zamanda söylediğim şeyleri tekrarlicam. Belki bu aralar cidden ve çok mutlu olduğumdan, belki halimden gurur duyduğumdan, belki de Penguen'in 4. yıl ekinden dolayı böyle birşeyler yazma isteği hissettim. Biriktirici bir etmen de Aslı'nın yazısında hatırladığım, aileme yazdığım şeyler olabilir.
Nedir derseniz, bu bir nevi teşekkür aslında. Bir milyon teşekkür flash animasyonunu yollamak yerine, bir sürü kişiye teşekkür edeceğim.
Herşeyden önce, olduğum halde en büyük etkisi olan ailem var. Yeri geldiğinde beni uyararak, yeri geldiğinde itekleyerek ve bazen de zorlayarak bana yol göstermeye çalıştılar. Hatta kardeşim yol göstermeye çalışmadı ama ona olan sevgim bir çok yerde beni yönlendirdi, bazen tembellik yapacakken, sırf ona daha iyi bir örnek olmak için çalıştığım oldu. Ne olursa olsun, beni hep desteklediler; biliyorum, bazen ben karşı çıksam da, bazen birbirimizi tam anlayamasak da, benim iyiliğim için yaptılar yaptıkları herşeyi ve sevgilerini hiç eksik etmediler. Bugüne kadar bunu sürdürmeseler bugün olduğum kişi olmazdım, belki daha iyi bir yerde ya da daha kötü bir yerde olurdum ama ben olamazdım ve bir gün böyle olabileceğimi görseydim, mutsuz olurdum. Olduğum kişiden mutluyum, herşey için teşekkür ederim.
Sonra sanırım gelmiş geçmiş en samimi, en iyi, en süper ve beni en iyi anlayan (sanırım karşılıklı) dostum (diğerleri alınmasınlar, benim için herkesin yeri ayrıdır, ama bu adamla yaşadıkalrımız çok ayrıdır. 14 şubatta beraberdik lan eheheühühü) İberya Aydın, nam-ı diğer, Estetica. Este lan, sen olmasam ben nolurdum lan. İyi ki varsın abi çok seviyorum seni. Valla bak, inan 14 şubat için söylemiyorum:p
Ve sen. Evet, sana diyorum gözlüklü arkadaşım bana bak! Nereden çıktın, nasıl girdin hayatıma bilmiyorum ama öyle bir yerleştin ki, kendimi yapboz sandım bir an, hem de bitmiş, o birleştirici sıvısı sürülmüş bir yapboz! Ah, tabi, yine de yapbozun parçaları ayrılabilir, düşebilir.. Ama tüm kalbimle umuyor ve istiyorum ki, bu yapboz hiç bozulmasın. Sevgilim, kediciğim, sen iyi ki varsın. Bana tanışık olduğumuz kısacık sürede verdiğin desteğin haddi hesabı yok.
Umarım kimse üzülmez kırılmaz, ailemi, Esteyi ve kıymetlimi ayrı tuttum. Bundan sonra belli bir sıra koymayacağım, beni sona yazmış başa yazmış diye düşünmeyin. Bazı kişilerin isimlerini vermeyeceğim, bunu tercih etme sebeplerimi belirtmiyorum. Bunu saygıyla karşılayacağınızı umuyorum.
Bana hep destek olan iki hatun var sonra, ikisiyle de çok görüşemiyoruz, hatta karşılıklı sevgi, saygı ve verdiğimiz değere oranlarsak hiçe yakın diyebiliriz. Ama bu ikisi kabuğumdan çıkmam için, bilerek ya da bilmeden, destek verdiler, cesaretlendirdiler. Yo, hayır, bir ilişkim ya da hiç birşeyim yok, ikisi de "kankam" olurlar. Seviyorum sizi, ayrıca özledim lan.
Sonra çok çok çok çok yakın olmasam da, oldukça.. OLDUKÇA,
OLDUKÇA yakın olduğum dostlarım var.. Lise tayfası, üniversite tayfası, BtG'den Askar ve Roselyn diye başlar, Aslı'yla devam eder gibi yapar ama dururum, çünkü hepsini sayarsam da bitmez ki... Karşılıklı çok fazla şey paylaştığım insanlar, hem de çok. Yarısı narsist görünen bir cümle kuracağım ama, ne ben olmasaydım onlar bugünkü gibi olurlardı; ne de onlar olmasaydı ben bugünkü gibi olurdum gibi geliyor. Eğer bu doğruysa, umarım olumlu bir etkim olmuştur.
Bir de çok çok şey paylaşamasam da, sürekli muhabbet ettiğim, çok samimi olmasak da inceden çok sevdiğim insanlar var. Ne bileyim, Level'dan Silva mesela.. Ragnor.. Vampir.. Bu adamlara saygım büyüktür, bazısıyla neredeyse hiç muhabbetim yoktur ama cehaletimi ayaklarına serip onlardan birşeyler öğrenmeye hevesli olduğum zamanlar az değildir, bazen çok belli etmesem de..
Sevmediklerime gelince.. yok. Ukalaca gelebilir, yalan gibi gelebilir ama yok. Tasvip etmediğim insanlar olabilir, ama kendi yargılarımdır.. Zamanla kırılıp değişebilirler. Bana ters veya saygısız davranmış, kandırmaya, aldatmaya çalışmış olanlar var.. Ama benim teorim insanların kendi eksikliklerinden bunu yaptıklarıdır, dolayısıyla kızmak yerine, "keşke" ile başlayan cümlelerle üzülüyorum diyebilirim.
Eh.. Bir "kendini dibine kadar deşifre et" yazısının daha sonuna geldik. Tekrardan, yapımda (hayatımda) emeği geçen herkese teşekkürler; siz olmasaydınız bu 22 yıl nasıl geçerdi yahu?!